İBB İstanbul Darülaceze Şube Müdürlüğü’nün hayata geçirdiği ‘Ben Anadolu’yum’  projesiyle sakinler, birbirinden renkli performanslarıyla yeteneklerini sergilediler ve izleyiciyi büyülediler.   

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İstanbul Darülaceze Şube Müdürlüğü, Kayışdağı Yerleşkesi, Sanatçı Yaşam Evi ve diğer Huzurevlerinde yaşayan sakinlerin yetenekleri doğrultusunda, yaşlıların yaşam kalitesinin artırılmasına yönelik ‘Ben Anadolu’yum’ sahne projesini hayata geçirdi. Sakinlerin sosyalizasyonunu devam ettirmek, yaşanmış hayat hikâyelerini, tecrübelerini avantaja çevirmek, aktif yaşlanmalarına olanak sağlamak adına hayata geçirilen projenin sahne gösterimi Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yapıldı.

Sakinlerin Kendi Tasarımlarını Uyguladıkları Bastonlar Sergilendi

İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, İBB Sağlık Dairesi Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Önder Yüksel Eryiğit, İstanbul Darülaceze Şube Müdürlüğü sakinleri ve birçok misafir katılım sağladığı program ilk olarak,  İstanbul Darülaceze Şube Müdürlüğü’ne bağlı Sanatçı Yaşam Evi ve diğer Huzur Evlerinde yaşayan 20 sakinin, yaşlılık ve sağlık konulu kendi tasarımlarını uyguladıkları (boyama, obje ekleme, endüstriyel, heykel, moda tasarımları vb.) bastonların fuaye alanında sergilenmesiyle başladı.

 Vadettiğimiz ‘Eşitlik Duygusu’ İçerisinde Hayatı Güzelleştirmek, Nitelikli Hale Getirmenin Çabasındayız”

Programın açılış konuşmasını yapan İstanbul Büyükşehir Başkanı Ekrem İmamoğlu,Çok güzel bir akşam… Şu anda sahnede minnet duyacağım çok güzel insanlar var; kıymetli hanımefendiler, beyefendiler var. Anlamlı bir etkinlik. Bu anlamlı bir etkinlik derken içeriğinin bizim ev sahiplerimiz olan grupla hazırlanmış olması çok kıymetli”, diyerek sözlerine başladı.

İstanbul’da bir hizmet anlayışına dönük bir değişimi vadetmek istiyoruz ve bu özellikle bizim ortaya koyduğumuz duygu, eşitlik duygusu diyen İmamoğlu, “Eşitlik duygusu içerisinde her yaşta hemşerimize çok özel anlar vadetmek ve onlarla hayatı güzelleştirmek, nitelikli hale getirmek çabası içerisindeyiz. Mutlu, sağlıklı, huzurlu insanların yaşadığı şehir olmayı çok ama çok istiyoruz. Herkesin hayatın tadını çıkarabildiği bir kent olsun İstanbul’umuz. Ve özellikle çok geniş yelpazede, kapsamlı bir hizmetle insanların bu mutluluk anlarını büyütmek istiyoruz,” dedi.

“Türkiye’nin En Önemli, En Büyük Bakım ve Huzurevi Olan İstanbul Darülaceze Bizim İçin Manevi Açıdan Çok Kıymetli”

İstanbul Darülaceze Şube Müdürlüğü’nde verilen hizmetlerin özellikle belediye adına verilen en önemli en değerli hizmetlerden bir tanesi olduğunu ifade eden İmamoğlu, “ Türkiye’nin en önemli ve en büyük Bakım ve Huzurevi olan İstanbul Darülaceze’de, kimsesiz, ihtiyaç sahibi yaş almış büyüklerimize bu hizmeti vermek bizim için manevi açıdan çok kıymetli.

Bu bakımdan 365 gün 24 saat bu hizmeti sunmaya gayret ederken, özellikle bu hizmetin içinde olan bütün yol arkadaşlarıma hepinizin huzurunda teşekkür etmek istiyorum. Onların özel katkılarıyla bu hizmetlerimiz karşılığını buluyorsa, ne mutlu bize. Memnuniyet yaratıyorsak,  ne mutlu bize. İnşallah hep size memnuniyet yaratan ve hiç mahcup olmayan bir yönetim oluruz,” ifadelerini kullandı.

“Yaş Almış Büyüklerimizin Üreterek, Sosyal Aktivitelere Katılarak Daha Aktif Bir Yaşam Sürmeleri Çok Kıymetli”

İmamoğlu, “Yaş almış büyüklerimizin üreterek sosyal aktivitelere katılarak daha aktif bir yaşam sürmeleri çok kıymetli ‘Ben Anadolu’yum etkinliği de aslında bu çalışmalardan birinin ürünü diyebiliriz. Büyüklere hürmet bizim kültürümüzde çok derin bir yer tutuyor. Bu bizim en önemli yaşam felsefelerimizden bir tanesi ve çok kıymetli. Çok sonrasında da bu gelenek aslında Anadolu kültürüyle birleşerek büyüdü. Çünkü kökenine indiğinizde aslında bu gelenek, Orta Asya’dan başlayan, göç öncesinde yaş almışlara kıymet veren bir anlayışa da sahip.

Büyüklere saygı ve sevgi hepimizin yuvasında en önemli unsurların başında gelir. Ve bu toprakların mayasında var desek yanılmış olmayız,” sözlerine yer verdi.

“Büyüklerimiz, Toplumun En Sağlıklı, En Güçlü Hafızalarıdır”

Büyüklerimiz, geçmişi bugünle buluşturan, toplumun geleneklerini, kültürünü geleceğe taşıyan köprülerdir. Aslında toplumun en sağlıklı, en güçlü hafızalarıdır. Onların deneyimlerinden, bilgeliklerinden çok şey öğreniyoruz ve öğrenebiliriz diyen İmamoğlu, “Bu fırsatları değerlendirmek gerekir. Onların bize anlatacakları ve aktaracakları çok değerli şeyler vardır.  Ben kendimi yaşam boyu, yaşadıklarımızın içerisinde ne kıymetli kesitlerden bir tanesi, çocukluğum esnasında çok farklı yaş gruplarıyla büyümenin, yaşamış olmanın kıymetli olduğunu düşünüyorum. Zira şanslı bir çocuğum. Çünkü aynı evin içerisinde dedesinin babasıyla, dedesin annesiyle böyle geniş bir ailede olmuş ve tadını çıkarmış, onların sunduğu deneyim ve bilgileri doya doya özümsemiş bir insanım,” dedi ve sözlerini şöyle noktaladı.

“Ben Anadolu’yum programında, Kayışdağı Yerleşkesi sakinleri, Sanatçı Yaşam Evi ve diğer evlerde yaşayan sakinlerimiz, deneyimlerini, birikimlerini ve yeteneklerini bu akşam bizimle başka bir yöntemle paylaşıyor olacaklar. Orta Asya’dan Anadolu’ya göçü, Anadolu’nun sahip olduğu kültürel zenginliği, geçirilen tarihsel süreçleri bizlere sanat yoluyla aktaracaklar. O bakımdan eminim ki çok keyif alacaksınız. Bu kıymetli etkinliğe katkıda bulunan tüm birimlerimize, paydaşlarımıza ve değerli sakinlerimize yürekten teşekkür ediyorum. Hepinize sağlıkla, mutlulukla, huzurla dolu yaşam diliyorum.”

Sakinler, Sahne Şovlarıyla Seyirciyi Büyüledi

‘Ben Anadolu’yum’ sahne performansıyla sakinler, Orta Asya’dan Anadolu’ya göç ve Anadolu’nun tarihsel sürecinde var olan kültürleri, müzik, dans, şiir, teatral anlatımları ve görsel temalarla, yedi bölgeyi ele alarak, birbirinden renkli sahne şovlarıyla seyircilere keyifli anlar yaşattılar.

Programda sakinlerin sahne performanslarının yanı sıra, Anadolu’ya gelmeden önce Türk Kültürü’nün önemli unsuru olan  Şaman izlerinin çoğu gelenekte görüldüğü etkiler yansıtıldı. Dansçılar, çağdaş ve yöresel figürlerle Orta Asya’dan Anadolu’ya göçü canlandırdı ve Anadolu’da var olan folklorik dansların sunularak, sanatın simgesi sayılan, “Hitit Güneş Kursu” ile Anadolu insanının sıcaklığına, doğaya saygısına vurgu yapıldı.

Seslendirme sanatçısı (Huzur Evi Sakinlerinden) bir anlatıcıyla hikâyenin güçlendirildiği yöresel türküler ile yöresel danslar büyük beğeni topladı. Anadolu temalı şiirlerle güçlü bir akışa sahip ses, ışık, görsel uygulamalar ve kostümlerle  güçlü bir şov sergilendi ve izleyiciden tam n ot aldı. Program teşekkür konuşmaları, sahne performansı sergileyen sakinlere plaket, çiçek takdimi ve fotoğraf çekimiyle sona erdi.