İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Dairesi Başkanlığı Sağlık ve Hıfzıssıhha Şube Müdürlüğü; 14 Kasım Dünya Diyabet Günü etkinlikleri kapsamında Esenyurt Bütünleşik Halk Sağlığı Merkezi’nde “Diyabette Erken Tanı ve Farkındalık” konulu konferans düzenledi.
Sağlık profesyonellerinin, diyabet hastaları ve yakınlarının katılım sağladığı konferansta bir konuşma gerçekleştiren Sağlık ve Hıfzıssıhha Şube Müdürü Uzm. Dr. M. Hakan Yılmaztürk yaptığı konuşmada; “Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun 27 Ekim’de açılışını gerçekleştirdiği, halkımızın özellikle Esenyurtluların her türlü sağlık sorununa yürüme mesafesinde erişebileceği ve bölge halkının sağlık sorunlarına cevap verecek böylesine önemli bir sağlık merkezinde bu programı gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Sağlık alanında halkımızı bilgilendirmeye ve hastalıklara karşın farkındalık oluşturmaya gerçekleştireceğimiz konferanslar ve seminerlerle ara vermeden devam edeceğiz” dedi.
“Diyabette Erken Tanı ve Farkındalık” başlığında konferans veren Esenyurt Bütünleşik Tıp Merkezi Başhekimi Uzm. Dr. Süleyman Fikret Turan konuyla alakalı önemli bilgiler aktardığı konuşmasında şu konulara değindi; “Diyabete geçmeden evvel vücudumuzu tanıyarak metabolizmadan bahsedelim. Metabolizma: Yaşamın sürdürülmesi sırasında gerçekleşen tüm kimyasal tepkimelerdir, anabolizma ve katabolizma diye ikiye ayrılır. Anabolizma, vücutta oluşan yapım aşamaları, katabolizma ise vücutta oluşan yıkım aşamalarıdır.
Hayatın devamı için enerjiye ihtiyacımız vardır.
Vücudumuz enerji gereksinimini dışarıdan aldığımız besinleri kullanılabilir enerji haline getirerek karşılar. Eğer bu enerji olmazsa organlar çalışamaz beden hareket edemez hale gelecektir.
Diyabet, insülin eksikliği ya da insülin etkisindeki defekler nedeniyle organizmanın, karbonhidrat, yağ ve proteinlerden yeterince yararlanamadığı, sürekli tıbbi bakım gerektiren, kronik, geniş spektrumlu bir metabolizma bozukluğudur.
Hastalığın akut komplikasyon riskini azaltmak ve uzun dönem kronik ve tedavi maliyetlerini artıran komplikasyonlardan korunmak için sağlık çalışanları ve hastaların sürekli eğitimi şarttır.
Dünya’da 2015 yılında 415 milyon diyabet hastası varken bu sayı 2021 yılında 537 milyona yükselmiştir. 2045 yılında öngörülen rakam ise 784 milyondur.
Türkiye’de diyabet sıklığı; 2001’de 7.2 iken 2011 yılında 13.7’dir. Ülkemizde diyabet artış hızı %90’dır.
Yediğimiz besinlerin özellikle karbonhidrat içeren besinlerin çoğu vücutta enerji için kullanılmak üzere glukoza dönüştürülür. Midenin arka yüzeyinde yerleşik bir organ olan pankreas, kaslarımızın ve diğer dokuların kandan glukozu alıp enerji olarak kullanmalarını sağlayan “insülin” adı verilen bir hormon üretir. Besinlerle kana geçen glukoz, insülin hormonu aracılığı ile hücrelere girer. Hücreler glukozu yakıt olarak kullanır. Eğer glukoz miktarı vücudun yakıt ihtiyacından fazla ise karaciğerde (şeker deposu=glikojen) ve yağ dokusunda depolanır.
Tip 1 Diyabet Nedir?
Vücudumuzun enerji ihtiyacı, yiyeceklerimizdeki temel besin öğeleri karbonhidrat, protein ve yağlardan sağlanır. Emilebilmek için en küçük parçalarına ayrılan besin öğelerinin en önemlisi “glukoz” adı verilen basit şekerlerdir. Glukoz başta beyin olmak üzere vücudun tüm organlarının önemli bir besin kaynağıdır. Hücreler ihtiyacı olan glikozu, midenin arkasında bulunan pankreas bezinin salgıladığı bir hormon yardımıyla kullanır. İnsülin olarak bilinen bu hormon vücutta yapılamaz ise alınan gıdalar enerji olarak kullanılamayacaktır.
İnsülin hormonlarının eksikliği sonucu ortaya çıkan Tip 1 diyabet, sıklıkla çocukluk ve gençlik yaşlarında ortaya çıktığı için “Juvenil diyabet” adını da alır.
Tip 1 diyabet, pankreasta bulunan ve insülin üreten beta hücrelerinin otoimmün bir süreç sonunda zedelenmesi ile meydana gelmektedir. Hastalar, mutlak veya göreceli bir insülin yetersizliği olduğundan ömür boyu insülin hormonunu dışardan (enjeksiyon yoluyla) almak zorundandırlar. Bu nedenle Tip 1 diyabet, İnsüline Bağımlı Diyabet olarak da isimlendirilmektedir
Tip 1 Diyabette Tedavi?
Tip 1 diyabetin tedavisinde değişmez kural insülin enjeksiyonudur. Bu tip şeker hastalığında insülin kullanmak bir zorunluluktur ve hayat kurtarıcıdır. Tedavinin diğer temel taşları ise sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve eğitimdir. İdeal kan şekeri düzeyinin sağlanması için gün boyu belirgin özen ve günlük bakım gerekir. Kişinin kendini iyi hissetmesi ve sağlıklı yaşam sürdürmesi için gereken bakımı hayat biçimi haline getirilmelidir.
Tip 2 Diyabet Tedavisi?
Birinci basamak tedavi planında medikal beslenme tedavisi yani beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, yaşam tarzının değiştirilmesi, egzersiz programlarının uygulamaya koyulması yer almaktadır. Eğer, bu tedavi planına uyulmasına rağmen kan şekeri normal sınırlar içinde tutulamazsa ağızdan hap olarak alınan şeker düşürücü ilaçlar tedaviye eklenir. Ancak bazı Tip 2 diyabetliler kan şekeri düzeyini normal sınırlar içinde tutabilmek için insüline ihtiyaç duyulabilir. Bu durumlarda uygun dozda yapılan insülin enjeksiyonları ile tedavi desteklenir.
Ağızdan şeker düşürücü hap veya insülin tedavisi alan Tip 2 diyabetlilerin düzenli olarak kan şekerlerini ölçmeleri son derece önemlidir.
Diyabet Nasıl Tedavi Edilir?
Diyabet tedavisinde amaç kan şekeri ayarını sağlamak diğer bir ifade ile kan şekeri yükselmelerini ve kan şekeri düşmelerini önlemektir. Bu ayarın sağlanması komplikasyonların gelişimini önlemek veya gelişmiş komplikasyonların seyrini yavaşlatmak için son derece önemlidir.
İyi bir diyabet kontrolü, kan şekeri seviyenizi mümkün olduğunca normale en yakın tutmak anlamına gelir ki bunda başta sağlıklı beslenme olmak üzere, egzersiz ve ilaç önemli yer tutar.
Sağlıklı Beslenme: Yenilen besinlerin özellikle karbonhidrat içeren besinlerin vücudun ihtiyacından fazla tüketilmesi kan şekeri seviyelerini yükseltir. Kan şekeri kontrolünün sağlanmasında diyabetli bireye özgü beslenme tedavisinin verilmesi önemlidir.
Diyabetli kişilerle diğer kişilerin besinlere olan gereksinimi aynıdır. Her insanın enerji, karbonhdirat, protein, yağ, lif, vitamin, mineral gereksinimi vardır. Bir kişide diyabetin olması bu gereksinimlerden birini veya birkaçını azaltması veya arttırması anlamına gelmez.
Egzersiz: Vücudunuzun glikozu etkili bir şekilde kullanmasını ve kan şekeri kontrolünü sağlar. Ayrıca, şişman tip 2 diyabetli kişilerin kilo kaybetmesine yardımcı olur.
İlaç/ İnsülin: İnsülin, besinlerle kana geçen şekerin vücut tarafından kullanılmasını sağlayan ve böylece kan şekeri yükselmelerini önleyen bir hormondur. Tip 1 diyabetli kişilerin yaşamak için insüline gereksinimi vardır. İnsülin bağımlılık, alışkanlık yapacak bir madde değildir. İnsülin yaşam için elzemdir. Vücut insulin yapmıyor ise dışardan enjeksiyon yolu ile vücuttaki eksikliği yerine koymak gerekir. Tip 2 diyabetli kişilerin kan şekerinin ayarını sağlamak için ağızdan alınan ilaçlara veya insüline gereksinimleri olabilir.
Esenyurt Tıp Merkezi Başhekimi Uzm. Dr. Süleyman Fikret Turan konuşmasını; Diyabet ciddiye alınması gereken bir hastalıktır, ancak uygun beslenme, medikal tedavi, düzenli egzersiz ve özellikle eğitim ile sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek mümkündür” dedi. Akabinde soru-cevap kısmı ile vatandaşların soruları cevaplandırılarak etkinlik sonlandırıldı.